GÜNÜN SÖZÜ

Nefsini bilenlerden ol, silenlerden değil. Şemsi Tebrizi

20 Şubat 2014 Perşembe

Çocuk terbiyesi

Çocuk Allah'ın bir emanetidir. Çocuğu cehennem ateşinden korumak, terbiye etmek, güzel ahlak vermek; kötü arkadaştan esirgemek suretiyle olur. Çocuk içinde sayısız cevherin saklı olduğu bir hazine gibidir. Elimizde biraz altın olsa, nereye nasıl saklayacağımızı bilemeyiz. Yarınımızın ümidi yavrularımıza çok anne baba, 3 5 altın kadar sahip çıkmamakta. Bu kıymetli cevherler elden çıkmaktadır. Bunun farkına varıldığında da iş işten geçmiş olmaktadır.
Çocuğun annesi güzel ahlaklı olmalıdır. Anne ve baba kesinlikle çocuğuna haram lokma yedirmemeye özen göstermelidir. Bu hem çocuğa hemde anne ve babaya zarar olarak dönebilir.

Çocuk konuşmaya başlayacağı sırada ilk sözünün Allah kelimesi olmasına çalışılmalıdır.
Bazı şeylerden utanmaya başlayınca, fena olan her şeyden sakındırılmalıdır.
Çocuğu naz ve nimet içinde büyütmeye ve güzel elbise giydirilmeye alıştırılmamalıdır ki, onlardan mahrum kalırsa tahammülü olsun. Ömrünü yiyecek ve giyecek peşinde geçirir.
Çocuğa yemek adabını göstermeli, sağ eliyle yemesini, bismillah diye başlamasını, yemekte acele etmemesini, başkalarının lokmasına bakmamasını, elini üstünü kirletmemesi öğretilmelidir.
Çocukların kalbi temiz bir ayna gibidir. Karşısında olanı hemen kapar. Bundan dolayı çocukları kötü arkadaşlardan uzak tutmak gerekir. Önce dinini, vatan, millet sevgisini öğretmeli, kabiliyeti olan her konuda -bilim, sanat- desteklenmelidir.
Çocuk iyi bir şey yaptığı ve kendisinde güzel bir huy görüldüğünde met edilmeli, hoşuna gidecek bir şeyle hatırı hoş tutulmalı, herkesin yanında övülmelidir. Hata eder veya bir şeyi gizlemek istediği görülürse, bir iki defa görmemezliğe gelinmelidir. Çünkü çok azarlanan bir çocuk, azardan anlamaz olur, gizlice yaptıklarını alenen yapmaya cüret eder. Hatasını tekrar tekrar işlerse, " sakın bu yaptığını kimse duymasın, sonra herkese rezil olursun" denilerek korkutulmalıdır.
Bazı kimseler diyor ki " Çocuklara dini terbiye vermek, onlara belli bir inancı aşılamak uygun değildir. Çocuk büyüyünce, inceleyip hangi inancı beğenirse onu tercih etsin." Halbuki, dinimizde çocuk terbiyesinden anne babası mesuldur. Dikkat edilirse bu sözü ortaya atanlar, genelde Hristiyan misyonerleri veya bunların tesiri altında kalmış, sözde aydın görünmek isteyen bir kaç zavallıdan ibarettir. Misyonerler bu iddiayı ortaya atmakla birlikte, kendi çocuklarını daha doğumdan itibaren kendi dini inançlarına göre, kiliseye götürüp vaftiz ettirirler. Sonrada küçük yaştan itibaren kendi inançlarına göre yetiştirirler. Bunu birinci vazife bilirler. Kendi çocuklarına bu derece, din bilgisi vermeye çalıştıkları halde, Müslüman çocuklarının başı boş bırakılmasını istemeleri; onların asıl maksatlarının, Müslüman yavrularının dinsiz yetişmesi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder